2. Dünya Savaşı’nın bitişi ile spor arabaların gelişimini sürdürebilmesi için oldukça uygun bir ortam oluştu. Herkes paraya ihtiyaç duyar ve Amerikalıların savaştan sonra harcayacak çok fazla parası vardı. Bu nedenle Amerikan pazarı spor otomobil ürütecilerinin iştahını kabartmış ve pazardan pay kapma savaşı başlamış oldu. İlk adımları Jaguar, MG ve diğer İngiliz üreticilerinin attığı söylenebilir ama diğer Avrupalı üreticiler ile birlikte bazı Amerikalı üreticiler de bu yarışa giriştiler.

Dünyadaki olumsuz gelişmelere rağmen Amerika’da 1950′li yıllar kazançlı ve iyimser geçmişti. İnsanlar geleceğe yönelik planlar yapıyor ve umutluydu. Büyüyen bir ekonomi sayesinde ücretler yükselmiş, artan gelirle birlikte orta sınıf zenginleşmiş ve pek çok aile ikinci bir araç alır hale gelmişti.

Tüm bu gelimeler sayesinde Amerikalılar bir yıl içinde spor arabalar için 30.000$ ila 60.000$ arasında harcama yapabiliyordu.

1960′lı yıllara gelindiğinde dünyadaki spor otomobiller şaşırtıcı kadar çeşitlenmişti. En başta en asil araçlar olan Ferrari, Jaguar ve Porsche gelmekteyid. Bu ekibe 1954 yılında Mercedes-Benz başarılı 300SL Gullwing modeli ile katıldı. İki yıl sonra BMW savaş sonrası ilk spor modeli olan 507′yi piyasaya 9000$ gibi o zamanlar için astronomik olan bir fiyatla piyasaya sürdü.

Orta sınıfa hitap eden spor otomobil modelleri oldukça geniş bir çeşitliliğe kavuşmuş ve spor otomobil sahibi olmak için artık zengin olma şartı ortadan kalkmıştı. Bunlar arasında en popüler olanlar ise şüphesiz Austin-Healey 100 ve Triumph TR2 modeli idi. Her iki model de standart araçlardan izler taşısalar da kendilerin has bir karaktere sahiptiler ve oldukça ilgi gördüler.

1953 yılındaki Detroit fuarı tam bir spor araba şovuna dönüşmüştü. Geleneksel İngiliz Roadster araçları ile Amerikalıların rüya aracı karışımı olan Chevrolet Corvette Jaguar XK ile yakın bir fiyatla piyasaya çıkmıştı ama performans ve kullanım açısından Jaguar kadar başarılı olduğu söylenemezdi.

1950′lerde sahneye çıkan yarı spor otomobiller arasında en başarılı olan model kuşkusuz Thunderbird modelidir. Bu araç her ne kadar iki kişilik üstü açık tasarımı ile tam bir spor otomobil olarak tasarlanmış ve pek çok araçta bulunmayan güçlü bir motorla donatılmış ise ve bir ok gibi ileri fırlıyorsa da, virajlı yollarda performansının pek de parlak olduğu söylenemezdi.Aşağıdaki arabalar ilk yapılan spor arabalardan bazıları..